top of page

Alkım

Yazı hakkında uyarı: Bu yazı psikolojik şiddet ve benzerlerini içerebilir. Bu yüzden okumadan önce bu yazının okuyanın kişisel hayatıyla ilişkilendirebileceği tetikleyici kısımlarının olabileceğini dikkate alınız.

“İlk zamanlar kendinle bir çatışma süreci oluyor: Ben neden böyle hissediyorum ya da neden sadece ben böyle hissediyorum?”

İsmim Alkım, 25 yaşındayım. 4 yıllık ameliyat ve hormon süreçlerinden sonra bugün kimliğimi aldım. Her zaman kendimin bir şekilde farkındaydım. Sadece bunun ne olduğunu bilemiyordum; bir isim koyamıyordum ya da trans kavramını bilmiyordum. Ortaokula geçince, zamanla internet ortamı ve araştırmalarla biraz  olsun LGBTİ’nin ne demek olduğunu anlamaya başladım. Ama hâlâ trans bir birey olduğumu bilmiyordum. Ne olabilirim, diye araştırıyordum çünkü kadınlardan hoşlanıyordum ama sadece bununla sınırlı olmadığını biliyordum. Kendi bedenimi sevmiyordum ve bir erkek gibi hissettiğimi fark ediyordum. Zamanla, yaş aldıkça ne olduğumu bulabildim. Dokuzuncu sınıfta ilk abime açıldım.  Kendime açılmam çok daha erkendi tabii ki ama onu çok detaylı hatırlayamıyorum, sanırım ortaokul zamanıydı kendimi tamamen kabul etme sürecim. İlk zamanlar kendinle bir çatışma süreci oluyor: Ben neden böyle hissediyorum ya da neden sadece ben böyle hissediyorum? Ama etrafımdaki insanlara bakıyorum; kadın bedeninde olan biri belirli bir şekilde davranıyor ya da bir erkek bedeninde olan biri belirli bir şekilde davranıyor. Ben kendimi onlar gibi göremiyordum. Daha doğrusu doğduğum bedendeki biri gibi davranamaz oldum ve bu hep böyle devam ediyordu. Ta ki dokuzuncu sınıfta artık tamamen emin olunca ailemden birine, abime, açılmıştım. Ondan da gayet güzel bir karşılık almıştım. Bu benim okul hayatıma da yansıdı. Mesela sınıf arkadaşlarıma söylemeye başlamıştım ya da okuldaki öğretmenlerim biliyordu. Lisede sınıfımız on bir kişilikti. Listede bir erkek varken bizim sınıf hocamız her zaman “Bu sınıfta iki erkek var,” derdi. Kendimi hiçbir zaman gizlemeye ihtiyaç duymadım. Okul hayatımda lise olsun, üniversite olsun her zaman açık yaşamayı tercih ettim. Tabii ki annem ve babama karşı her zaman açık yaşayamadım ama onlara  da artık tamamen açığım. 

Akran zorbalığı pek yaşamadım ama iş hayatında çok zorlandım çünkü bir süre sonra artık ailemden ayrı yaşamaya ve hiçbir destek almamaya başladım. Eğer ailemden destek almaya devam etseydim onların kararlarına bağımlı şekilde yaşamaya devam edecektim, kendi kararlarımı veremeyecek ya da sürece başlayamayacaktım. Bu sebeple, aynı zamanda üniversitede öğrencisiyken, çalışmaya başladım. O zamanlar çalışma hayatında sorunlar yaşamaya başladım. Onun dışında arkadaş ortamı ya da okul ortamında  sorun yaşamadı;, bilmiyorum belki de fobik insanlarla iletişim kurmadığım için buna maruz kalmamış da olabilirim. Sınıfta herhangi biriyle  iletişim kurmayı çok tercih etmiyordum örneğin. Arkadaşlıkta kriterler olur mesela, bu kriterlere uygun gördüğüm insanlarla iletişim halinde oluyorum ve o insanlar tarafından da herhangi bir fobiye maruz kalmıyorum. Ama hiç tanımadığım insanların saçma sapan yorumlarına çok maruz kaldım.

 

“İlk başta o ameliyatı olmayı tercih ettim çünkü mastektomi olmak benim için maddi olarak biraz zor bir süreçti. Devlet hastanesinde histerektomi olabildiğim için ilk onu oldum.”

Sürece 2020'de, Antalya'da başladım. Başta hastane süreçleri için dava açtım. 2022'de histerektomi ameliyatı oldum. Histerektomi ameliyatı olduğumda henüz hormona başlamıştım ve dava süreci devam ediyordu. Kimliğim onaylanmamıştı, sadece ameliyat iznim vardı. İlk başta o ameliyatı olmayı tercih ettim çünkü mastektomi olmak benim için maddi olarak biraz zor bir süreçti. Devlet hastanesinde histerektomi olabildiğim için ilk onu oldum.

Histerektomi ameliyatı dediğim ameliyat: rahim ve yumurtalığın alınması işlemi. Önce ameliyatı oldum ve bir süre sonra hormona başladım. Geriye benim için meme ameliyatı kalmıştı. Yani mastektomi ve kimlik değişimi kalmıştı. 2023 yılının Haziran ayında mastektomi de oldum. Yaklaşık bir ay önce de duruşması vardı, kimliğim onaylandı, bugün de kimliğimi aldım.

Hormon kullanalı bir yıl oldu ama görüntü olarak istediğim gelişimi tam olarak sağlayamadım. Mesela çok az sakalım çıkıyor. Ya da ses konus; ne çok ince ne çok kalın bir sesim var. Yani sesime erkek sesi diyen de var, kadın sesi diyen de oluyor. Bu tarz konularda sorun yaşıyorum. Bir restorantta yemek yiyorum mesela; üzerimde şort, bacağımda kıl var. Hormon kullanıyorum, haliyle yüzüm hariç her yerimden bayağı kıl fışkırıyor. Oradaki kişi bana “Hanımefendi,” diyor. O kadar şaşırıyorum ki, birçok kişinin bunu kasten yaptığını düşünüyorum. Mesela ben trans olmasaydım ve bu konulara bu kadar hakim olmasaydım, benim gibi birini görsem ne derdim? Tabii ki de “erkek,” derdim çünkü ben böyle kadın olup ya da kadın gibi hissedip bacağında ya da  ne bileyim kolunda bir sürü kıllı dolaşan ya da tamamen maskülen olan birisini hiç görmedim.  Bu zamanlarda en çok yaşadığım şey bu oluyor. Onun haricinde, dediğim gibi, okul hayatımda çok bir sorun yaşamadım. Hatta okuldaki hocalarım hep çok iyi davranmıştı. Sadece müdürle sorun yaşıyordum. O da bana “Saçını uzat, diğer öğrenciler sana özenip saçını kestirecek,” diyordu. Bu benim için bir sorundu ve beni babama şikayet etmişti. Babamla bu yüzden biraz sorun yaşamıştım o kadar. Ama normal hayatta insanların “Kız mısın, erkek misin,” gibi buna benzer saçma sapan soruları tabii ki oluyor.

“Bu süreçte her zaman kendimden güç aldım. Geçiş süreci konusunda da çok güçlü olduğumu düşünüyorum. Çok uzun sürdü, çok aksilikler oldu. Üç dört defa ameliyatım iptal oldu ya da davam ertelendi.”

Şu an Akdeniz son sınıfta ikinci üniversitemi okuyorum. Hayata tutunmak için bir iş olması lazım.  Mastektomi ameliyatından önce en son Zara'da çalışmıştım. Orada çalışırken  bir sorun yaşamadım gerçekten.  O zaman kimliğim değişmemişti ve kimlikteki ismimi kimse kullanmıyordu, benim istediğim isimle sesleniyorlardı. Oradan ayrıldıktan sonra yeniden bir iş arayışım oldu. Her şey okeydi ama işe alım sürecinde bu durumu bildirmek zorunda kalıyordum. Mesela kariyer.net’ten başvuruyordum.Kimlikte atanmış ismim olduğu ve cinsiyetim erkek yazdığı için iş başvurusunda açıklama yapmak zorunda kalıyordum. Her zaman olumsuz dönüş alıyordum ve bu bayağı uzun bir süre devam etti, hâlâ da ediyor gibi. Ameliyat sonrası olduğu için de her işte çalışamıyorsun; ağır bir iş olmaması gerekiyor. Belirli işleri yapabiliyorsun. Zara'da çalışırken ya da daha öncesinde Otel Turizm’de çalışırken, müşterilerin nadir de olsa yine böyle saçma sapan soruları olabiliyordu. İçimden ne geliyorsa o cevabı veriyordum, tersliyordum. 

Bu süreçte her zaman kendimden güç aldım. Geçiş süreci konusunda da çok güçlü olduğumu düşünüyorum. Çok uzun sürdü, çok aksilikler oldu. Üç dört defa ameliyatım iptal oldu ya da davam ertelendi. Hep bir sorun çıktı. Sürecin her aşamasında böyle çok saçma sapan sorunlar oldu. Mesela en basit örneğini vereyim. Bir psikiyatri süreci oluyor, 6-7 ay kadar. Yani Akdeniz'de bu kadar sürüyor. Psikiyatri sürecini bitirdikten sonra oradan bir adli tıp raporu çıkıyor “Bu kişi tamamen transeksüel yapıdadır,” diye onay veriliyor. Sonra bu raporu adliyeye yolluyorlar. Bir duruşma görülüyor. Duruşmada o kağıda göre bir karar veriliyor. Mahkemeden önce doktorla görüştüm, “Buraya gelmene gerek yok. Biz imzaladık, gönderdik, her şey tamam, onayladık,” dedi. Ertesi gün duruşma vardı. Duruşmada hakimin okuduğu şey, benim psikolojik rahatsızlığımın olduğu hastaneye yatırılmam gerektiği yönündeydi. O kadar şaşırdım ki, nasıl olabilir böyle bir şey diye. Hastanede çalışan biri raporları karıştırmış. Neyse ki onu hallettik hızlı bir şekilde. Böyle saçma sapan şeylerle de karşılaştım. Bir şekilde uzadı ama hiç pes etmedim. Pes etme noktasına çok geldim ama her defasında bir şekilde ayağa kalkabildim. Bugün de yolun sonuna geldim. Abimin aile konusunda büyük bir etkisi olmuş olabilir. Onun haricinde hayatıma giren böyle bir iki arkadaşım olmuştur, onlar o süreçte bana psikolojik olarak güç vermiş olabilir ama genel manada daha çok kendimden güç aldığımı düşünüyorum.

 

“Kendi ameliyatım için dayanışma partisi düzenlenmişti.”

Şunu da söylemek istiyorum: sürecimin son bir yılında birçok trans arkadaşımdan çok destek aldım. Kendi ameliyatım için dayanışma partisi düzenlenmişti, o şekilde ameliyat olabildim. Bu benim için çok büyük bir şeydi. Ancak çalışarak, okulu bitirdikten sonra ameliyat olabilirdim ve bu muhtemelen birkaç yıl sürecekti. Ama bu evrede ameliyat olabildiysem dayanışma sayesinde olabilmiştir. Dayanışma partilerinden biraz bahsetmek gerekirse; genelde ayda bir düzenleniyor ve dayanışma konusu değişebiliyor. Mesela benim için mastektomi konusunda bir parti yapıldı ama başka birinin, bir trans, lezbiyen ya da gey bir arkadaşımızın herhangi bir konuda bir ihtiyacı varsa ve kendisi bu ihtiyacı gerçekten karşılayamıyorsa bir parti düzenlenebiliyor. Parti öncesinde bir dayanışma çağrısı da yapılabilir. Çağrı ile bir sonuç alınamazsa parti yapılıyor. Benim için ilk İstanbul'da bir parti yapılmıştı ama ondan çok büyük bir sonuç çıkmadı. Almanya’da ikinci bir parti yapıldığında da zaten gerekli bütün masraflara yetecek miktarda bir dayanışma olmuştu. Bu partileri İstanbulPride gibi aktivistler organize ediyor. Onur ayı partileri de bazen dayanışma için olabiliyor.

 

“Her doktor olmasa da bu ameliyatı yapan doktorların büyük bir kısmı bunu biraz bir ticarete dökmüş gibiler.”

Ben olduğum bu iki ameliyattan da memnunum. Yani sonuçlarından da, süreçlerinden de memnunum. Aslında Türkiye'de kötü doktorlar da var, iyi doktorlar da var ama biraz da şans işi. Mastektomiyi zaten devlet hastanesinde olamıyorsun. Estetik gerektiren bir ameliyat olduğu için devlet hastanesinde de estetikle çok uğraşmadıkları için kötü sonuçları olabiliyor. O yüzden kimse devlet hastanesinde olmayı istemiyor. Bu tercih edip etmemekle alakalı değil, kötü sonuçlar ile karşılaşma ihtimali olduğu için. Sonuçta ömrümüzün sonuna kadar o izleri taşıyacağımız için devlet hastanesinde olmak istemiyoruz.  Bu nedenle ameliyatı özel hastanelerde ya da özel kliniği olan doktorlarda olmak zorunda kalıyoruz.

Her doktor olmasa da bu ameliyatı yapan doktorların büyük bir kısmı bunu biraz bir ticarete dökmüş gibiler. Mesela şu an İstanbul'da mastektomi ameliyatı fiyatları yetmiş bin, seksen bin civarında. Antalya'da yaşıyorum şu an ve burada da yüz bin fiyat veren vardır eminim çünkü Antalya bu konuda çok daha pahalı fiyatlar veren bir yer. Bilmiyorum. Tabii ki görsellik önemli ama mesela benim beğendiğim bir ameliyatı başkası beğenmeyebiliyor. O yüzden zor bir tercih. Ama fiyat kısmı bayağı kötü.

Mastektomi ameliyatı olurken herhangi bir fobi ile karşılaşmadım ama histerektomi ameliyatında karşılaştım. Ben Van'da Yüzüncü Yıl Üniversitesinde ameliyat oldum.. Orada histerektomi ameliyatı olan ilk trans bendim. Zaten orada da süreç yeni başlamıştı diye biliyorum. Psikiyatri doktoruyla bir şekilde denk gelmiştim, o yardımcı olmuştu, zaten oradaki süreci de o doktor başlatmıştı. Fakat kadın doğumdaki doktorlar fobiklik yaparak sorun çıkarmıştı.  Her gün yaptıkları ameliyat ama yapmamak için baya bir sorun etmişlerdi. Ama psikiyatri doktoru baya bir yardımcı olmuştu ve sayesinde ameliyat olabilmiştim.

 

“Ama net olarak şunu gördüm: hayatımdaki insan beni ne kadar severse sevsin trans+ olmanın, tam olarak ne demek olduğunu anladığını düşünmüyorum.”

Birkaç ilişkim oldu ama ilişki konusunda şöyle düşünüyorum: tabii ki hayatımıza biri girer, biz severiz ya da onlar bizi gerçekten sever. Ama net olarak şunu gördüm: hayatımdaki insan beni ne kadar severse sevsin trans+ olmanın, tam olarak ne demek olduğunu anladığını düşünmüyorum. Örnek veriyorum: ilişki içinde olduğum insan panseksüel ya da heteroseksüel olabilir fark etmez; beni sevdiği için bu konuda benim yanımda olmak istediğini, her şekilde destek olmak istediğini telafuz edebilir ama iş gerçek destek noktasına geldiğinde tam olarak bunu hissedemiyorum, göremiyorum. Belki ben aktaramıyorum ya da onlar belki tam olarak anlayamıyor, bilemiyorum. Ama her şeyiyle anlaşıldığımı düşünmüyorum. Bazı ilişkilerimde şunu bile yaşadım: bir tartışma esnasında, bir kavga esnasında ya da bir ayrılık zamanında transfobik cümle sözler duyduğum da oldu. Beni bu konuda anlayan insanlar sadece trans bireyler. Yani bütün LGBT arkadaşların da ben tam manasıyla anladığını düşünmüyorum.

“Bütün sürecimi bitirip de ‘artık atandım; düzenli bir hayatım var,’ deyip de kenara çekilmek istemiyorum.”

Okulumun son senesindeyim, çevre sağlığı okuyorum, ve eğer inşallah KPSS'den iyi bir puan alıp alırsam sonraki evrede sanırsam çevre sağlığı teknikeri olacağım. Sonrasındaysa çevre mühendisi olmak istiyorum. Ondan sonra tabii ki yurtdışına çıkmak isterim ama eğer o evrede Türkiye, Lgbt konusunda özellikle, yaşanabilecek bir ülkeyse burada da kalmak isterim. Ben dayanışmayla birçok şey elde edebildim, ameliyat oldum, birçok şey hayal edebildim ve gerçekten yalnız olmadığımı gördüm. Ve ben meslek hayatıma başladığımda kendim de bir şekilde dayanışma halinde olmak istiyorum.

Bütün sürecimi bitirip “Artık atandım; düzenli bir hayatım var,” deyip de kenara çekilmek istemiyorum. “Tamam, zaten benim için her şey bitti. Başkası ne yaşıyorsa yaşasın, umurumda değil,” kafasına girmek istemiyorum çünkü ben bu konuma gelebildiysem, bir şeyleri atlatıp bu seviyede olabildiysem, ailemden ziyade bu insanların desteğiyle geldim. O yüzden bir sonraki süreçte, yani artık bir hayat kurduğum o evrede mesela ameliyat olmak isteyen ama ameliyat parasını tamamlayamamış birine destek olmak isterim. Ya da evime bir misafir alabilecek seviyedeysem birine bu konuda destek olabilirim. Genel manada şu an tam olarak ne yapabilirim bilmiyorum ama ileride ne yapabilirsem ve ne denk gelirse, yapabileceğim bir şeyse onları yapmak isterim.

“Tabii ki kolay olmayacak, hiçbir şey kolay olmayacak ama bir şeyin zamanı geldiğinde o şey mutlaka olacaktır, bu zaman kısmına çok inanıyorum.”

Sürecin başında olanlara ise şöyle bir şey söylemek isterim: ben de her şeyin başında olduğum evrede her zaman şunu düşünürdüm “Ben hiçbir zaman süreci tamamlayamayağım, hiçbir zaman ameliyat olamayacağım, hiçbir zaman hormon kullanamayacağım ya da hiçbir zaman kimliğim değişmeyecek.” Her zaman olumsuz şeyler düşünürdüm ve bunun bu şekilde düşünmemin sebebi tabii ki toplum, aile ve buna benzer faktörlerdi. Ama şunu söylemek istiyorum ki her şey gerçekten bir şekilde oluyor. Tabii ki kolay olmayacak, hiçbir şey kolay olmayacak ama bir şeyin zamanı geldiğinde o şey mutlaka olacaktır, bu zaman kısmına çok inanıyorum. Benim çok zorlandığım zamanlar oldu. Mesela mastektomi ameliyatı için üç yıl çok zorlandım. Aşırı zorladnığım zamanlardı ama artık tamamen akışına bıraktım. Artık olmuyorsa olmaz, olacağı varsa da zaten olur dedim ve bir anda ameliyat oldum. O yüzden her zaman umutlu olmaları gerekir diye düşünüyorum. Tabii ki her zaman karamsarlık olacak ama bir şekilde bunların zamanı geldiğinde hepsi böyle tek tek gerçekleşecek.

Bu yazıda paylaşılan görüşler ve içeriğin sorumluluğu yalnızca ve tamamen görüşmeciye aittir ve hiçbir şekilde

Başka Birisi ekibinin ve Hakikat, Adalet ve Hafıza Merkezi’nin görüşlerini temsil etmez.

Önceki
Sonraki
bottom of page